Seyyid Ahmed Çapaçukûrî Hazretleri

Elazığ

(d.1830 / ö.1921)

Anadolu'nun manevî zenginliklerinden olan bir velidir. 1246 (m.1830) yılında Bingöl'ün Kür köyünde doğdu. Halk arasında "Çapakçurlu Efendi" ola­rak şöhrete ulaştı. Çocukluğunda çobanlık yapıyordu. İlim öğrenmeye hevesli olmasına rağmen, bir medreseye gidemediğine çok üzülürdü. Bir gün dağda koyunlarını otlatırken tanımadığı bir zat ile karşılaştı. Biraz konuştuktan sonra Ahmed Çapakçûkurî ona derdini açtı. İlim öğrenmeye hevesli olduğunu, fakat mektebe gidemediğini söyledikten sonra, gözleri yaşlı bir halde: "Efendim! 12 yaşındayım. Sadece Fatiha Suresini biliyorum" dedi. O zat, kendisini teselli edip: "Allahü Teala seni ilim ehli eylesin" diye duada bulundu. Bu dua bereketiyle bütün sıkıntılarını unutan Ahmed Çapakçûkurî eve sevinç içinde döndü. Henüz bir şey söylemeden babası onu alıp, Palu'da meşhur âlim Ali Septî Haz­retleri’ne götürdü. Okutup terbiye etmesi için ona teslim etti. Ali Septî'nin derslerinden ilim öğrenen Ahmed Çapakçûkurî kısa zamanda manevî derecelere kavuştu. Hocasının vefatından sonra Palu'dan ayrılarak Harput'a yerleşti. On dört yıla yakın burada kalarak, insanlara Allah'ın emir ve yasaklarını bildirmek için çalıştı. Birçok talebe yetiştirdi. 1906 yılında Urfa'nın Siverek ilçesine gitti. Sekiz yıl burada, iki yıl da Viranşehir ilçesinde kaldıktan sonra 1916 yılında Harput'a döndü. Ahmed Çapakçûkurî, Harput'ta bulunmadığı sırada yerine Hafız Tevfik Efendi vekâlet etti. Bu sırada 93 Harbi devam ediyordu. Rus orduları Bingöl'e yaklaşmıştı. Harput'un ileri gelenleri Hafız Tevfik Efendi'ye gelerek: "Efendim, düşman kapımıza dayandı. Ne yapalım? Cepheye mi gidelim? Yoksa bu diyarı terk mi edelim?" deyince Tevfik Efendi: "Şimdi bir şey demek istemiyorum. Seyyid Ahmed Çapakçûkurî'ye durumu bir mektupla bildireyim. Verecekleri karar inşallah hayrımıza olur!" buyurdu. Daha sonra da şu mektubu yazdı: "Efendim! Rus askerleri Bingöl'ü geçti. Buradaki ahalinin bir kısmı göç etti. Bir kısmı cepheye gitti. Bir kısmı da bize gelip ne yapacaklarını soruyor. Bazı kararsızlar da "Harput'tan çıkalım mı?" diye soruyorlar. Allah'ın selamı üzerinize olsun. Vesselam." Seyyid Ahmed Çapakçûrî Hazretleri bu mektubu alınca: "Mektubunuzu aldık. Allahü Teala cepheye gidenden de, gitmeyeden de, göç edenden de göç etmeyenden de razı olsun. Fakat Ruslar artık ilerleyemeyecek. İki gün sonra da çekilecekler. Harput'u terk etmeyin kardeşlerim." Ceva­bını yazdı. Bir gün sonra top sesleri Harput'ta duyulmaz oldu. Ahmed Çapakçûkurî Hazretleri'nin dediği gibi iki gün sonra Bingöl'den çekildiler. Ahmed Çapakçûkurî Hazretleri, 1340 (m.1921) yılında 94 yaşında iken bir Cuma gecesi vefat etti. Vasiyeti üzerine Harput'ta Ulu Camii avlusuna def­nedildi. Vefatından bir yıl sonra kabri yapılması için açıldığında, dışarıya misk gibi bir koku yayıldı. Naaşının henüz yeni gömülmüş gibi sapasağlam olduğu görüldü. Kabri şerifleri türbesiz olup, yeşile boyalı demirlerle çevrilidir.

Yüce Allah sırrını takdis ve mübarek eylesin.