Ali Osman Efendi Hazretleri

Tokat

(d.1877 / ö.1942)

Son devir Anadolu velilerindendir. Tokat ilinin Erbaa ilçesi Holay kö­yünde 1877 yılında dünyaya gelmiştir. Doğduğu köyde tahsilini tamamladıktan sonra saatçilik yapmaya başladı. Bir gün Eksel (yeni adı Koçak) köyünde otu­ran Eksel Şeyhi olarak bilinen Behrullah Efendi'nin saati bozuldu. Talebelerine tamir edilmesini söyleyince onlar: "Efendim, karşı Holay köyünden Ali Osman adında birisi var. Ona tamir ettirelim" dediler. Talebelerinden biri Erbaa'da karşılaşınca şeyh efendinin sa­atinden bahsetti. Ali Osman Efendi de Eksel köyüne gitti. Saati tamir edip duvara astı. Behrullah Efendi'ye: "Tamam çalınıyor efendim" dedi. Behrullah Efendi saate bakınca saat yi­ne durdu. Ali Osman Efendi tekrar tamir edip duvara astı. Behrullah Efendi sa­ate bakınca yine durdu. Ali Osman Efendi hayretler içerisinde üçüncü defa yine tamir etti. Tekrar Behrullah Efendi saate bakar bakmaz yine durdu. O zaman Ali Osman Efendi içendi kendine: "Bu zat evliya bir zattır. Şu an kalbimin saatini tamir edecek kalp ustası­nın huzurundayım' dedi ve Behrullah Efendi'ye talebe oldu. Arapça, Farsça ve kalp ilimleri de dâhil bütün ilimleri Behrullah Efendi'den öğrendi. Behrullah Efendi vefatına yakın: "Bende ne varsa Ali Osman Efendi aldı götürdü. Bende bir şey bırakma­dı" buyurdu. Ali Osman Efendi Hazretleri insanlara doğru yolu anlatmak için köy köy dolaşırdı. İnsanlara doğru yolu anlatırken çok yumuşak konuşur, arada sırada nükte yapardı. Siyasetle ilgilenmezdi. Bir talebeleri ile sohbette bulunmak için Ladik'e gidiyorlardı. Talebelerinden birinin kalbine vesvese gelip Hocası için: "Bu da insan, biz de insanız" gibi bir düşünce geldi. Yolları bir ormandan geçiyordu. Bu sırada bir kurt, Ali Osman Efendi'nin önüne gelip, iki ön ayakla­rını havaya kaldırıp, arka iki ayağı üzerinde durunca: "Dağ ve taşlardaki hayvanlar inandı da bazıları hâlâ anlayamadı" buyur­du. O talebesi de düşüncesinden dolayı hemen tevbe etti. Dinî vecibelerin yasak olduğu dönemde Ali Osman Efendi, Gümüşçakır köyünde sohbet ederken jandarmalar köyü bastı. Ali Osman Efendi tutuklana­rak önce Vezirköprü, daha sonra da Samsun cezaevine gönderildi. Samsun'da bir hücreye kapatıldı. Hücrede namaz kıldığını gördüklerinde, kılmaması için su vermediler. Bir süre sonra su olmamasına rağmen yine onu namaz kılarken gördüler. Mahkeme sırasında savcı Ali Osman Efendi'ye akla gelmedik hakaretlerde bulundu. Duruşmada Ali Osman Efendi sadece: "Savcı Bey! Biz insanlara namaz kılın, ahirete hazırlanın dedik. Söyle­diklerimizin hepsi bu kadar" dedi. Ertesi gün savcı kalp krizinden öldü. Bir sü­re sonra mahkeme Ali Osman Efendi'yi serbest bıraktı. Ali Osman Efendi sigara kullanırdı. Yanına gelen birisi onun sigara yak­tığını görünce: "Siz sigara içiyor musunuz?" diye sordu. Cevaben: "Biz içmiyoruz, yakıyoruz" buyurdu. O kişi: "Peygamber Efendimiz hiç içmedi. Siz niçin içiyorsunuz?" diye sordu­ğunda Ali Osman Efendi kızmadan: "Peygamber Efendimiz, sırtında heybe senin gibi dolaştı mı?" deyince adam söyleyecek bir şey bulamadı. Ali Osman Efendi, Erbaa zelzelesi olmadan önce atına binip, Erbaa'dan ayrıldı. O sırada herkesin Deli Mehmed diye bildiği bir meczub arkasından: "Tutun, yakalayın! Erbaa zelzelesini mühürledi gidiyoruz" diye bağırdı. Deli diye kimse bu meczubun sözlerini dikkate almadılar. Bir süre sonra Erba­a'da çok büyük bir zelzele oldu. Bu zelzelede Ali Osman Efendi'nin 14 yaşın­da bir kızı da hayatını kaybetti. Zelzeleden sonra Erbaa'ya dönen Ali Osman Efendi'ye kızının vefat ettiği söylenince: "Daha büyük felaket gelmemesi için evladımızı kurban verdik. Halk deli Mehmed'in sözlerine, onu deli sandıkları için inanmadılar" buyurdu. Ali Osman Efendi bir gün dergâhında namaz kılıyordu. Oğlu İbrahim babasının yanına girmek istedi. Birkaç kere baktığında babasını tahiyyatta oturur gördü. Sonra dayanamayarak içeri girdi. Babasının vefat ettiğini anladı. O es­nada kapıda bulunan köpek koşarak uzaklaştı. Talebelerinin bulunduğu bütün köyleri dolaştı. Hepsi bunda bir iş var diyerek dergâha geldiler ve cenaze na­mazını kılıp Holay köyü kabristanlığına defnettiler. 1942 yılında vefat eden Alî Osman Efendi Hazretleri, 63 yaşında bulunu­yordu.

Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.