Turhal Şeyhi Mustafa Efendi Hazretleri

Tokat

(d.? / ö.1782)

Tokat iline bağlı Turhal ilçesinde medfun bulunan Mustafa Efendi Haz­retleri, fazilet sahibi bir zattır. Tahsiline Amasya'da başlamış. İstanbul'a gelerek burada tamamlamıştır. Sonra da Şeyh Murad Nakşibendî Hazretleri'nin oğlu Ali Efendi Hazretleri'ne intisap edip, kendisinden halifelik almış, bundan sonra da memleketi olan Tur­hal'a dönmüştür. Burada dergâhını kuran Şeyh Mustafa Efendi Hazretleri, derhal irşad fa­aliyetlerine başlamıştır. Dergâh henüz ayakta durmamakla beraber, kendisi tarafından yaptırılan ve halen "'Kesikbaş Camii" olarak bilinen eser yörenin en meşhur eserleri arasındadır. Yine bizzat kendisinin yapımına delalet ettiği köp­rü yakın tarihe kadar Yeşilırmak üzerine büyük bir ihtiyacı karşılamakta idi. Yakın bir geçmişte yerine gidiş gelişli betonarme bir köprü yapılmıştır. Şeyh Mustafa Efendi Hazretleri 1197 (m.1782) yılında vefat etmiş ve yaptırdığı dergâh ve caminin yanında defnedilmiştir. Sadrazam Seyyid Muhammed Paşa'nın kendisine bağlılığı ve sevgisi dolayısı ile Turhal civarında bulunan Dazya köyünün mülkiyeti padişah tara­fından kendisine verilmiştir. Daha sonra bu köydeki vakıf mülklerinin, bizzat yapımına önderlik ettiği cami tekke ve köprüye vakfetmiştir. Sahih hadislerden derleyip toparlamak suretiyle "el-Bedrü'l-Münir fî Şerh-i Ehadisi'l-Beşîri'n-Nezîr" adındaki hadise dair eseriyle "Mürşidü's-Sâlikîn" adında bir eseri, "Hadis-i Erbain" adında diğer bir eseri daha vardır. Osmanlı Müellifleri adlı eserin yazarı, M. Tahir Bursavî Şeyh Mustafa Efendi Hazretleri'nin, Halvetiyye tarikatının Şabaniyye kolundan da hilafet aldı­ğını, buna dair belgeyi Üsküdar'da bir kütüphanede gördüğünü bildirmektedir. Şeyh Mustafa Efendi Hazretleri'nin en meşhur halifesi, Niğde Bor'da medfun bulunan Ahmed Kuddûsi Efendi Hazretleri'dir. Mustafa Efendi Hazretleri'nin yaptırdığı camiye "Kesikbaş Camii" de denmektedir. Cami bu adını, hicri 85 yılında Hüseyin Ântakî Hazretleri ile ge­len bir şehitten almaktadır. Rivayete göre, yörede şehit olan bir zatın başı, göv­desinden ayrıldıktan sonra da yaşamaya devam etmiş, nice harikalar meydana getirmiştir.