Seyyid Salih Hazretleri

Hakkari

(d.? / ö.1865)

Osmanlılar dönemi Anadolu'da yetişen büyük Allah dostlarındandır. Nakşibendîye silsilesinde otuz ikinci halkayı teşkil eder. Adı Muhammed Sa­lih, babasının adı Molla Ahmed'dir. Büyük Veli Abdülkadir Geylani Hazretleri'nin on birinci batında torunudur. Tâhâ-Hakkarî Hazretleri'nin kardeşidir. Doğum tarihi bilinmemektedir. 1281 (m.1865) yılında Nehri'de vefat etti. Kabri, ağabeyi ve mürşidi Scyyid Tâhâ-i Hakkari Hazretleri'nin ayak ucundadır. Seyyid Salih, küçük yaştan itibaren kendisini ilim tahsiline verdi. Kısa zamanda bilinen ilimleri tahsilden sonra, tasavvuf ilmini ağabeyi Tâhâ-i Hak­kari Hazretleri'nden aldı. Yıllarca ona hizmet etti. Sonra da mübarek teveccühlerine kavuşup, velayet derecesine yükseldi. Mürşidi onu irşad için Berdersur'a gönderdi. Seyyid Salih Hazretleri orada irşad hizmetlerine devam etti. Seyyid Tâhâ-i Hakkari vefat edeceği sırada yerine kimi bırakacağı sorul­du. O da: "Biraderim Salih, kâmil ve olgundur. Herkesin başı, onun eteği altında­dır" buyurarak Seyyid Salih Hazretleri’ni yerine bıraktı. Seyyid Salih Hazretleri'nin mübarek alnında nur parladı. Onu gören Allahü Teala'nın sevgili kulu ol­duğunu hemen anlar, hürmette kusuru etmemeye çalışırdı. Seyyid Tâhâ-i Hakkari Hazretleri'nin oğlu Ubeydullah, babasının yerine geçen amcası Seyyid Salih Hazretleri'ne talebe olmayıp, diğer halifesi Seyyid Fehim Hazretleri'ne intisap etmek istedi. Fehim-i Arvâsî Hazretleri ona: "Muhterem babanız, yerine, Seyyid Salih Hazretleri'ni tayin ettiler. Bu sebeple siz de, biz de onun sohbetine gidip, ona tabi olmamız lazımdır" buyur­du. Buna rağmen Ubeydullah, buna itiraz eyledi. Bunun üzerine Fehim-i Arvâsî Hazretleri: "Mübarek hocamızın kabrine gidelim ve soralım. Ne buyurursa yapacak mısın?" buyurdu. O da: "Yaparım" dedi. Gittiler. Kabristana girişte ayakkabılarını çıkarıp, kabrin bulunduğu yere vardılar. Daha hiçbir şey söylemeden Tâhâ-i Hakkari Hazretleri'nin: "Fehim! Ubeydullah'ı, kardeşim Salih'e götür" buyurduğunu her ikisi de işittiler. Ubeydullah, babasının bu emrine uyarak, süratle amcasının huzuruna koştu. Amcası kendisine sarıldı ve sıktı. O anda Ubeydullah'a o kadar muhab­bet doldu ki, onda meydana gelen bu muhabbet ateşinden, amcası Seyyid Salih: "Ubeydullah bu sarılma ile kemiklerimi eritti" buyurdu. Seyyid Salih Hazretleri, 1281 (m.1865) yılında hastalandı. Taliplerini toplayarak her biriyle vedalaştı, helalleşti. Vasiyetini bildirdi. Kabriyle ilgili olarak da: "Kabrimi, ağabeyim Seyyid Tâhâ Hazretleri'nin kabr-i şerifinin ayak ucuna kazınız. Ebedi gözetip, kabirde de mübarek ayakları başımın üstü­ne gelecek şekilde olmasını sağlayın. Bizden sonra Seyyid Fehim'e tabi olun" buyurdu. Seyyid Muhammed Salih Hazretleri'nin nesli, Seyyid Nureddin ve Seyyid Muhammed Emin adlarındaki iki oğlu vasıtasıyla devam etmiştir. Seyyid Muhammed Salih Hazretleri'nin halifelerinden Şeyh Azrail, önce Girit'e, oradan da Brezilya'ya gidip, irşad faaliyetlerini sürdürmüştür. Şeyh Az­rail'in kızı, Seyyid Fehim'i Arvasi Hazretleri'nin zevcesi ve Seyyid Reşîd Efendi'nin annesiydi.

Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.