Abdülbâki Efendi Hazretleri
(d.? / ö.1589)
Anadolu'nun manevî zenginliği olan büyük velilerdendir. Kastamonulu olup, doğum tarihi bilinmemektedir. İskilip'ten Acem Âlisi olarak bilinen akıllı güçlü, dindar ve şerefli bir kimsenin oğludur. Babasına Acem Ali'si denmesinin sebebi şöyle anlatılır: "Acem (İran) diyarından Anadolu'ya namlı bir pehlivan geldi. Çorum sancağında yenmedik pehlivan bırakmadı. Büyük gurura kapıldı. İstanbul'a gitmek üzere hazırlık yaparken, Abdülbaki Efendi'nin babası Ali Pehlivan'la güreştirdiler. Ali Pehlivan, Acem'i yendi. Ondan sonra Acem Ali'si diye anıldı. Oğlu Abdülbaki de babası gibi güçlü, kuvvetli olup, pehlivanlık meziyetlerine sahip bir gençti. Fakat o bu gücünü pehlivanlıkta kullanmadı. Kendi nefsi ile güreşte kullandı ve nefsini yenen maneviyat pehlivanlarından oldu. İlmini ilerletmek için İstanbul'a gitti. Orada gözlerinden birini kaybetti. Daha sonra gönlüne tasavvuf ateşi düştü. Şöhretini duyduğu Şa'ban-ı Veli Hazretleri'ne gidip hasretini gidermek için bu defa da Kastamonu yollarına düştü. Nihayet mürşidine kavuşup kendisinden inabe aldı. Kısa sürede hizmet edip himmet alarak yüce mertebelere erişti. Şa'ban-ı Veli Hazretleri, bir gün Abdülbaki Efendi için şöyle dedi: "Eğer bizim Abdülbâki'nin bir gözü daha olsaydı, ince manaları mütalaa ederken, kitabı delip öte yana geçirdi." Şa'ban-ı Veli Hazretleri"nin vefatından sonra yerine önce Osman Efendi, sonra Hayreddin Efendi sırası ile postnişin oldular. Bunlardan sonra dergâhın postnişinliği Abdülbaki Efendi Hazretleri'ne verildi. 997 (m.1589) yılında İskilip'te vefat etti. İrşad hayatı on bir yıldır.
Yüce Allah sırrını mukaddes kılsın.