Hacı Abdullah Ergün Hazretleri
(d.1902 / ö.1987)
Halvetiyye-i Şa'baniyye şeyhlerinden Hacı Abdullah Ergün Hazretleri, Giresun ili, Alucra ilçesine bağlı Kavaklıdere köyünde 1902 yılında dünyaya geldi. Mütevazı bir ailenin evladıdır. Çocukluk ve gençlik yılları doğduğu köyde geçti. Bu sırada yakın akrabası olan büyük âlim Hacı Mustafa Efendi ve aynı ilçenin Hapu köyünde bulunan eniştesi Süleyman Efendiler'den maddî ve manevî tahsilde bulunup sülukünu tamamlamıştır. Adı geçen âlim Hacı Mustafa Efendi, 1953 yılında, hac görevini yerine getirdiği sırada Medine-i Münevvere'de vefat etti. Süleyman Efendi ise yörede "Sağır Hoca" olarak tanınmıştır. Hacı Abdullah Efendi, bazı nedenlerle Sivas ilinin Suşehri ilçesine bağlı Esentepe köyüne hicret etmiş, köyde çiftçilikle uğraşmış, bir yandan da manevî hizmetlerle meşgul olmuş, köye büyük bir cami yapılmasında öncülük etmiştir. Köyde, Anadolu'nun muhtelif yörelerinden gelip, kendisine intisapta bulunanların yetişmesi için gece gündüz çalışmaktan geri durmamıştır. Hacı Abdullah Efendi Hazretleri zaman zaman seyahatlerde de bulunmuş, yüzlerce zahir ve bâtın âlimleri ile görüşmüştür. Sivas'ın iftihar kaynağı olan İhramcızâde İsmail Toprak hazretleri ile İstanbul-Beykoz'da bulunan büyük âlim ve veli Hacı Hafız Muhammed Osman Akfırat Hazretleri ile defalarca görüşüp manevî alışverişte bulunmuştur. Yakın ve uzak çevrelerinin çok yakın ilgilerine ve kendisi için hazırladıkları imkânlara rağmen, o her zaman dünya saltanatından ve sevgisinden uzak durmuş, garip ve dervişçe yaşayarak hayatını sürdürmüştür. Yakın çevresinden kendisini gereği gibi anlayan pek az kişi vardır. Ancak kendisinden nasipli bulunanlar ve ondaki maneviyat kokusunu uzaklardan alanlar hayli fazladır. O, tasarruf sahibi gerçek bir Allah dostu idi. Bir divan olacak kadar tasavvufi şiirleri olmasına rağmen, sağlığında bir araya getirilmedikleri için kendisiyle birlikte toprağa gömülmüşlerdir.
Hazret sık sık:
Maşukumun yüzü güldür.
Gülü gülzârı neylerim.
Aşkın çölü makber bana,
Başka mezarı neylerim.
mısralarını söyler dururdu. Hacı Abdullah Efendi Hazretleri, fakir ve yoksullara acımayı, yetimlerin gönlünü almayı ve kırık kalpleri onarmayı çok iyi bilirdi. Maneviyat halkasına girenlere, Kur'an yolundan şaşmadan yürümelerini tavsiye eder, gönül yıkmanın Kâbe’yi yıkmaktan beter olduğunu söylerdi. Vefatı sırasında, hizmetinde bulunanlardan birine: "Oğlum! Bohçamı açmadan gidiyorum. On iki tarikatın icraatının yetkisi bu fakire verildi. Ancak bu emaneti teslim edecek bir gönül eri bulamadım. Bu emanet uhdemde olduğu halde Rabbimin huzuruna gidiyorum" diyerek 1987 yılında fani olan dünyadan, bakî olan ahiret yurduna göçtü. Taliplerine tavsiyelerinden bazıları şunlardır:
"Oğlum! Gece yarısından sonra uyanık ol. Başını secdeye koy. Orada cananı bul. Ne bulursan nısfulleylde bulursun."
"Şafak sökmeden önce uyanık olacaksın. Teheccüd namazını kılıp, tesbihini çekip, her şeyini geride bırakıp, kendini yokluğa bırakacak, olduğun yerde sızıp kalacaksın."
"Sevap tarafını bırakıp, günahı terk etmeyi beriye al. Günahlara tevbe ve istiğfar edip, affı için Allah'a yalvar. Elim boş, yüzüm kara diye niyazda bulun. Gecenin sessizliğinde zuhuratları seyret."
"Şafak vakti gelince horozlar: “Ey bize yem verenler! Haydin kalkın, ne yatıyorsunuz? Gazab kapıları kapandı, rahmet kapıları açıldı ve rahmet melekleri geldi. Alacağınızı alın” diye seslenirler.” E canım, o vakitte uyku çok tatlıdır deme. Kendini uyanık tutmaya alıştır."
"Ehil olmayan mürşid, dümensiz gemi gibidir."
"Allah Teala'nın katına ne ile gelirsen gel. Kul hakkı ile gelme."
"Allah'ı, Peygamber’i bırakıp, birilerine güvenmek küfürdür."
"Olmazsa kuluna Hak'tan inayet, o kul çeker elbet yüz bin nedamet." "Bilirsen doğruyu söyle. Bilmezsen sükût eyle."
"Dinimiz bir, kitabımız bir, Peygamberimiz bir. Bu ayrılık niye? Biz kardeşiz."
"Oğlum! Doktor, hastayı tedavi eder, Sağlam olanın neresini tedavi edecek ki?"
"Düşeni kaldıracaksın. İyiler hep bitaraf olurlarsa, cahillerin hali nice olur? Onların hakkını Allah bizden sormaz mı? Elimizden geldiğince onlara yardımcı olacağız.”
"Sevene dilsiz, vurana elsiz, koyundan yavaş ol. Kimsenin kalbini kırma. Kalbini kırana da darılma." Ya Rab, bu cahillik edip kalbimi kırdı. Onu da, beni de affet de."
"Rasulüllah Efendimiz (s.a.v.): "Rabbim beni rahmet için yarattı. Gazab için yaratmadı" buyurdular."
"Bütün işlerin başı tevazu, yani alçak gönüllülüktür."
"Vahdet köşesine çekilip yok da varı, yoklukta yâri bulacaksın."
"Ben yalnız cennete gidip ne yapayım. Orada şenlik ve dostlar lazımdır." "Yüce Allah, cümlemizi azabından muhafaza edip, rahmetiyle muamele buyursun. Bizleri sevdikleri ile bir arada haşreylesin."