Behiştî Ramazan Efendi Hazretleri
(d.? / ö.1569)
Osmanlı Dönemi âlim ve velilerden, edip ve şair bir zattır. Babasının adı, Abdülmuhsin'dir. Behişti olarak tanınıp meşhur oldu. Kırklareli Vize kasabasında doğup, yetişti. Doğum tarihi tespit edilememiştir. Daha çok Çorlu'da ikamet etti. Doğup yetiştiği şehirde, zamanın âlimlerinden ilim öğrendi. Bu maksatla çeşitli yerlere gitti. Zamanının büyük âlim ve fazıllarından olan Muhaşşî Sinan Efendi'nin yanında danişmend, yardımcı iken, İstanbul velilerinin büyüklerinden olan Merkez Efendi Hazretleri'nin talebeleri arasına girerek, o büyük zattan feyiz almaya başladı. Merkez Efendi Hazretleri'nin sohbetinde yetişerek kemale erdikten sonra Çorlu'ya gidip yerleşti. Uzun yıllar imamlık, vaizlik ve hatiplik yaptı. Fesahet ve belagatı çok kuvvetli idi. İfadeleri çok güzel olup, herkes onun tesirli vaaz ve sohbetlerinden yararlanmak için can atardı. Kısa sürede şöhreti her tarafa yayıldı. Çorlu'da kaldığı evin yanında bir tekke yaptırdı. Orada talebelerine ders okuttu. Birçok kimse kendisinden yararlandı. Vefatına kadar Çorlu'da ilme ve ilim taliplerine hizmet eden Behişti Hazretleri, h.979 (m.1571), bir başka rivayetle 977 (m.1569) yılında vefat edince, tekkesinin avlusunda defnedildi. Zahir ve bâtın ilimlerinde derin âlim, tasavvuf yolunda yüksek derece sahibi ve mübarek bir zat idi. Çok ibadet ederdi. Dünya malına ve mevkiine düşkün değildi. Şiir ve edebiyatta da üstün bir yeteneğe sahipti. Behişti Hazretleri'nden bazı beyitler ve yorumları:
Visalin Kabe'dir, rûz-i ecel azmi zamanıdır
Kefen ikramı, tâbut, ol yolun taht-ı revanidir.
Yorumu: "Sana kavuşmak, Kabe'ye kavuşmak demektir. Ecel günü ise dünyadan gitme zamanıdır. Bu yolda kefen ihram, tabutta yürüyen bir attır."
Bülbül-i gülşen-i kudsüm, bu cihan dâmımdır.
Beni bunda tutan ol server-i gül endamımdır.
Yorumu: "Ben aslında mukaddes ve aziz olan gül bahçesinin bülbülüyüm. Fakat vücut denen dünya evinde hapsedildim. Beni burada eğleyen, boyu gülfidanı gibi olan ve salınan servi boylu sevgilidir."
Yâ sabır, yâ sefer derler, ne Rum'ü ne Acem kaldı.
Dolaytım rub'u meskûnu, hemen mülk'ü adem kaldı.
Yorumu: "Âşık için ya sabır ya da sefer gerek. Ben, Anadolu'dan, Acem mülküne kadar dünyanın dört bir tarafını gezdim. Gezip görmediğim sadece yokluk ülkesi kaldı." Behiştî Hazretleri, bazı kıymetli eserler de yazmıştır. Sadetîn-i Teftâzânî'nin "Şerh-i Akâid" adlı eserine, "Adâb-ı Mes'ûdî" adlı esere haşiyeler yazdı. "Şerh-i Miftah ve Cami" adlı eserlere de ta'lik yaptı. Ayrıca "Cem Şah" ve "Âlem Şah" adlarında iki eseri manzum olarak yazdı. Bir de yarı manzum olarak "Süleymannâme" adında ayrıca bir eseri daha vardır.
Yüce Allah sırrını mukaddes ve mübarek kılsın.