Tasavvuf Nedir?

2017-12-21

Âyet-i kerîmede buyrulur: “Kim Rasûlʼe itaat ederse, Allâhʼa itaat etmiş olur…” (en-Nisâ, 80)

Hadîs-i şerîfte de: “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” buyrulmaktadır. (Buhârî, Edeb, 96)

TASAVVUF; Allah Rasûlüʼyle her hususta beraber olabilme gayretidir. Yani hissiyat ve fikriyatta, hâl ve davranışlarda, ibadette, ahlâkta ve muâmelâtta Oʼna benzeyebilme cehdidir.

TASAVVUF; Allah Rasûlü’nün kalbî hayatından ve gönül dokusundan hisseler alarak, aynen Peygamber Efendimiz gibi, rahmet üslûbuyla ve îtidâl üzere yaşayabilmektir. Zira O, beşeriyete emsalsiz bir örnek şahsiyet, en büyük rehber ve âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

TASAVVUF; Kurʼân ve Sünnet’i kalbî derinlikle hissedip, ihlâs, takvâ, muhabbet, mârifet, aşk ve vecd içinde hayatına tatbik edebilmektir.

TASAVVUF; Kurʼân, kâinât ve insanda sergilenen ilâhî azamet tecellîlerinin ve ilâhî kudret nakışlarının tefekküründe derinleşerek mârifetullahʼta mesâfe alabilmek, yani Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilmektir.

TASAVVUF; kalben safâya ermektir. Yani iç âlemi şirk, küfür, nifak, riyâ, kibir, enâniyet, haset, ihtiras, cimrilik gibi menfiliklerden arındırmak ve onu îman, tevhîd, ihlâs, tevâzû, teslîmiyet, tevekkül, rızâ, hiçlik, zühd, diğergâmlık, cömertlik, hizmet, fedakârlık gibi güzel vasıflarla kemâle erdirmektir.

TASAVVUF; nefse karşı son nefese kadar devam eden ve aslâ sulhü olmayan bir cenktir.

TASAVVUF; “takvâ”ya erebilmektir. Dâimâ ilâhî hudutlara riâyet ederek hiçbir zaman Kurʼân ve Sünnet ölçülerinin dışına çıkmama hassâsiyetidir. Her hâlükârda ölçüyü, dengeyi, istikâmeti koruyabilmektir.

TASAVVUF; mânevî terbiye ile “îman”dan “ihsân”a bir gönül yolculuğudur. Bu istikâmet ile kulluk hayatımızda şerîati kemâle erdirebilmektir.

TASAVVUF; ömrü “ihsan” duygusuyla, yani dâimâ ilâhî kameraların gözetimi altında olduğumuzun şuur ve idrâki içinde yaşayabilmektir.

TASAVVUF; hayatın med-cezirlerine takılmama, değişen şartlar altında istikâmetini koruma, dâimâ Allâh’ın takdîrinden râzı olma ve en mühimi de şikâyeti unutma sanatıdır.

TASAVVUF; zâhiren ve bâtınen kendini ikmâl gayretindeki müʼminin, diğergâm bir ruhla mahlûkâta yönelerek onların eksikliğini telâfî etmesidir. Kendi kurtuluşunun, başkalarının da kurtuluşuna hizmetten geçtiği şuuruna ulaşmaktır.

Velhâsıl TASAVVUF; Allah Rasûlüʼnü aşk ile yakından tanıyabilme, Oʼnun yüce karakter, şahsiyet ve ahlâkından nasîb alarak, dîni, özüne ve rûhuna uygun bir tarzda, vecd içinde yaşayabilme gayretidir.

Bu nevî düsturlarla tezat teşkil eden, özünü ve ölçüsünü Kur’ân ve Sünnet’­ten almayan ne varsa -her ne kadar tasavvufa izâfe edilirse edilsin- bâtıldır.